Mehmet Özcan

Giri? Formu






Kayıp Parola?
Hesabınız yok mu? Kayıt Ol

Ziyaretçi Sayacı

 
Bugün52
Dün36
Bu Hafta238
Bu Ay1097
Toplam765866
Anasayfa arrow İktibas - Yorum arrow Peygamberimiz (s.a.v) nasıl dua ederdi?
Peygamberimiz (s.a.v) nasıl dua ederdi?
Peygamber Efendimiz (sav)’in ve Kuran’da duaları zikredilen diğer peygamberlerimizin duaları müminler için en güzel örneklerdir. Onlar dualarında hem Allah’a nasıl teslim olduklarını, Allah’ı tek dost ve yardımcı olarak gördüklerini göstermişler, hem de Rabbimizi en güzel isimleri ile yüceltmişlerdir. Peygamberlerimizin dualarında ayrıca hiç vakit gözetmeden, her an dua ettikleri ve ihtiyaç içinde kaldıklarında hemen Rabbimize yöneldikleri görülmektedir.
    Kuran’da birçok ayette Hz. Muhammed (sav)’in dualarından bahsedilmektedir. Peygamberimiz (sav)’in Kuran’da bildirilen dualarından biri şöyledir:
    De ki: “Ey mülkün sahibi Allah’ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten Sen, herşeye güç yetirensin.” (Al-i İmran Suresi, 26)
    Peygamberimiz (sav) de, tüm diğer peygamberlerde olduğu gibi ins ve cin düşmanlarının tehditi ve baskıları ile karşı karşıya kalmıştır. Onların bu baskılarına karşı sabır ve dayanıklılık gösteren Peygamber Efendimiz (sav)e, şeytanın olumsuz telkinlerine ve manevi saldırılarına karşı Allah’tan şöyle yardım istemesi emredilmiştir:
    Ve de ki: “Rabbim şeytanın kışkırtmalarından sana   sığınırım. Ve onların benim yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım Rabbim.” (Müminun Suresi, 97-98)
    Peygamberimiz (sav)’e, dualarında Allah’tan bağışlanma dilemesi ve Rabbimizin merhametini zikretmesi şöyle emredilmiştir:
    Ve de ki: “Rabbim  bağışla ve merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.” (Müminun Suresi, 118)
    Rivayetlerde ise, Peygamber Efendimiz (sav)’in Allah’a kendisine güzel bir ahlak ve iyi bir huy vermesi için dua ettiği ve dualarında Allah’a şöyle yalvardığı belirtilir:
    ”Allah’ım! Yaratılışımı ve ahlakımı güzelleştir. İlahi! Beni ahlakın kötülerinden uzaklaştır.”
    Kuranda dua ile ilgili olarak verilen bir başka bilgi ise Peygamberimiz (sav)’in geceleyin dua etmek için kalktığıdır:
    Şu bir gerçek ki, Allah’ın kulu (olan Muhammed,) O’na dua (ibadet ve kulluk) için kalktığında, onlar (müşrikler,) neredeyse çevresinde keçeleşeceklerdi. De ki: “Ben gerçekten, yalnızca Rabbime dua ediyorum ve O’na hiç kimseyi (ve hiçbir şeyi) ortak koşmuyorum.” (Cin Suresi, 19-20)
   
Peygamberimiz (sav)’in Hikmetli Bir Duası

    Peygamberimiz (sav)’in ne şekilde dua ettiğinin en güzel örneklerinden biri, İbnu Abbas’tan rivayet edilen aşağıdaki hadiste görülmektedir:
    İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın geceleyin namazdan çıkınca şu duayı okuduğunu işittim:
    ”AlIah’ım! Senden, Katından vereceğin öyIe bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime hidayet, işlerime nizam, dağınıklığıma tertip, içime  kâmil iman, dışıma amel-i sâlih, amellerime temizlik ve ihlâs verir, rızana uygun istikâmeti ilham eder, ülfet edeceğim dostumu lutfeder, beni her çeşit kötülüklerden korursun.
    AlIah’ım, bana öyle bir iman, öyle bir yakin ver ki, artık bir daha küfür (ihtimali) kalmasın. Öyle bir rahmet ver ki, onunla, dünya ve ahirette senin nazarında kıymetli olan bir mertebeye ulaşayım.
    AlIah’ım! Hakkımızda vereceğin hükümde lütfunIa kurtuluş istiyorum, kurbuna mazhàr olan (yakınlığına layık olan) şühedâya (şehitlere) has (ait olan) makamları niyaz  (dua)ediyorum,  bahtiyar kulların yaşayışını diliyorum, düşmanlara karşı yardım taleb ediyorum!
    AlIah’ım! Ràhmetine muhtacım, halimi arzediyorum. (İhtiyacım ve fakrim sebebiyledir ki) ey işlere hükmedip yerine getiren, kalplerin ihtiyacını görüp şifâyâb (şifa veren) kılan Rabbim! Denizlerin aralarını ayırdığın gibi benimle cehennem azabının arasını da ayırmanı, helâke (yok olmaya) dâvetten, kabir azabından korumanı diliyorum.
    AlIah’ım! Kullarından herhangi birine verdiğin bir hayır veya mahlukatından birine vaadettiğin bir lütuf var da buna idrakim yetişmemiş, niyetim ulaşamamış ve bu sebeple de istediklerimin dışında kalmış ise ey âlemlerin Rabbi, onun husülü (olması) için de sana yakarıyor, bana onu da vermeni rahmetin hakkında senden istiyorum.
    Ey AlIah’ım! Ey (Kur’ân gibi, din gibi) kuvvetli ipin, doğru yolun sahibi! Kâfirler için cehennem vaadettiğin kıyamet gününde, senden cehenneme karşı emniyet, arkadan başlayacak ebediyet gününde de  huzur-i kibriyana (her bakımdan büyük ve yüce olan Allahın huzuru)  ulaşmış mukarrebin (iman ve ibadetle Allaha manen yakın olanlar)  meleklerle, (dünyada iken çok) rükü ve secde yapanlar ve ahidlerini ifa edenlerle birlikte cennet istiyorum. Sen sınırsız rahmet sahibisin, sen (seni dost edinenlere) hadsiz sevgi sahibisin, sen dilediğini yaparsın. (Dilek sahipleri ne kadar çok, ne kadar büyük şeyler isteseler hepsini yerine getirirsin.)
    AlIah’ım! Bu bizim duamızdır. Bunu fazlınla kabul etmek sana kalmıştır. Bu, bizim gayretimizdir, dayanağımız sensin.
    AlIah’ım! Kalbime bir nur, kabrime bir nur ver; önüme  bir nur, arkama bir nur ver; sağıma bir nur, soluma bir nur ver; üstüme bir nur, altıma bir nur ver; kulağıma bir nur, gözüme bir nur ver; saçıma bir nur, derime bir nur ver; etime bir nur, kanıma bir nur ver; kemiklerime bir nur koy!
    İzzeti bürünmüş, onu kendine alem yapmış olan Allah münezzehtir. Büyüklüğü bürünmüş ve bu sebeple kullarına ikramı bol yapmış olan Allah münezzehtir. Tesbih ve takdis (Allahı noksan ve kusurlardan uzak kabul etmek) sadece kendine layık olan Allah münezzehtir. Fazl ve nimetler sâhibi Allah münezzehtir. Azamet ve kerem sahibi Allah münezzehtir. Celal ve ikrâm sâhibi Allah münezzehtir.”
Tirmizi, Daavât 30
   
Kuran’da duanın şekli nasıl tarif ediliyor?

    Allah’ın, “De ki: “Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?” (Fatır Suresi, 77) ayetiyle de bildirdiği gibi dua müminler için çok önemli bir ibadettir. İnsan, acz içinde, Allah dilemedikçe hiçbir şeye güç yetiremeyeceğini bilerek, umarak ve korkup sakınarak, her konuda Allah’a yönelmeli, herşey için O’na dua etmelidir. Kişi, araba kullanırken, yemek yerken, spor yaparken, yolculuk ederken, namazdan sonra, orucunu açarken, sabah kalktığında, akşam yattığında kısacası her durumda Allah’a dua edebilir, duasında Allah’ı yüceltebilir. Bunun için özel bir ortam ve zaman olması şart değildir. Önemli olan kişinin duasında samimi olması, acizliğinin bilincinde olup isteyeceklerini gönülden ve yalvararak istemesidir. Allah, ayetlerinde dua ve zikrin nasıl olması gerektiğini şu şekilde tarif etmiştir:
    Rabbinize yalvara yalvara   ve için için dua edin… (A’raf Suresi, 55)
    Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle,  yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. (A’raf Suresi, 205)
    
    Nelere dua edebiliriz?

    Içinde bulunduğumuz ramazan ayının da vesilesiyle tüm İslam aleminde birlik, beraberlik ve dayanışma duyguları daha da pekişmektedir. Müslümanlar ihtiyaç içinde olan kardeşlerine maddi ve manevi destek vermekte, herkes birbirine karşı kırıcı olmaktan kaçınarak en güzel ahlakı göstermeye gayret etmektedir. Rabbimize, Müslümanlar arasındaki bu tesanüdün bu her geçen gün daha da artması ve kesintisiz şekilde devam etmesi için dua edilebilir. Tüm dünyadaki Müslümanların, Kuranda da bildirildiği üzere hayırlı ameller işlemede birbirleriyle yarışmaları, birbirlerini şevklendirmeleri, Kuran ahlakının tebliğ etmek için yapılan faaliyetlere imkanları dahilinde destek olmaları günümüzde yaşanan zulümlerin sona ermesinin vesilelerinden biri olacaktır.
    Ayrıca Peygamberimiz (sav)in Müslüman, kendisi için istediğini kardeşi için de isteyendir. (Buhâri, Îmân, 7) sözleriyle de bildirdiği üzere, inananların dualarında kendileri için istediklerini diğer tüm din kardeşleri için de istemeleri, Yüce Allahın hoşnutluğunu kazanabilecekleri güzel bir ibadet olacaktır. Nitekim Rabbimiz iman edenlerin kendilerinden önce yaşamış kardeşleri için dahi dua ettiklerini bir ayette şöyle bildirmiştir:
    Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki: “Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin. (Haşr Suresi, 10)
    Bugün dünyanın çeşitli bölgelerinde savaş ve kargaşadan uzak şekilde güvenli bir yaşam için, yiyecek bulabilmek ve sağlıklı olabilmek için dua eden milyonlarca Müslüman kardeşimiz olduğu unutulmamalıdır. Onların bu sıkıntılarının sona ermesi bizim de Yüce Allahtan dileğimizdir. Ancak yine unutulmamalıdır ki, yaşanan bu sıkıntılar sürdürülecek olan fikri mücadele ve edilen duaların da vesilesiyle Allahın izniyle çok yakında son bulacaktır. Rabbimizin sünneti ve Peygamberimiz (sav)in müjdesi olan Hz. Mehdi zuhur edecek ve bu kutlu şahıs büyük bir süratle İslam Birliğini gerçekleştirerek, dünyadaki tüm Müslümanlar için güvenlik, huzur, barış, bolluk ve bereket dolu günlerin başlamasına vesile olacaktır.

Yorum (0)add feed
Yorum yazın

Kayıtlı üye değilsiniz. yorum yapmak için üye olmalısınız.Yorum sorumluluğu size ait olacaktır.


busy