Mehmet Özcan

Giri? Formu






Kayıp Parola?
Hesabınız yok mu? Kayıt Ol

Ziyaretçi Sayacı

 
Bugün16
Dün36
Bu Hafta202
Bu Ay1061
Toplam765830
Anasayfa arrow Faydalı Şeyler arrow Din İle İlgili Atasözleri ve Anlamları
Din İle İlgili Atasözleri ve Anlamları
ATASÖZLERİ

1- Abdal tekkede, hacı Mekke’de gerek = Herkes uygun gördüğü işte çalışır. Herkes çalıştığı konu ile ilgili yerde bulunmalıdır. Yakışanı budur.

2- Abdestsiz softaya namaz dayanmaz = Kişi kendisine verilen görevleri en iyi şekilde yapmalıdır. Yarım yapılan işler kişiyi sorumluluk içinde bırakır. Yarım iş yapmaktansa hiç yapmamak iyidir. Çünkü insan kişileri kandırdığını sanmakla bir yere varamaz.

3- Abidin ibadeti nefsinedir = Nasıl ibadet eden kendisi için çalışır, çalışmasının sevabını alırsa, toplumda da kişinin yaptığı işlerin sorumluluğu bütünüyle kendisine aittir. Bu sorumluluğu başkalarının üstüne yüklemeye çalışmamalıdır.

4- Acele işe şeytan karışır = Hiçbir işi gerekli zamandan daha az bir vakitte yapmamalıyız. Her iş için belli zaman dilimi vardır. Çabuk yapayım, erken bitireyim derken yapılan iş iyi sonuç vermez veya yarın kalır, sonuçlanmaz.

5- Açık kapıyı Allah kapamasın = Allah cömert kişilerin imkânlarını devamlı kılarsa onlardan istifade eden fakir kişiler de böylece yaşamlarını sürdürebilirler. Toplumda yaralı her şeyin devamını sağlamak görevimiz olmalıdır.

6- Allah bile kulunun karasını yüzüne vurmamış = Allah kişilerin günahlarını utandıracak şekilde karşılarına çıkarmaz. Mahşerde hesabı sorulmak üzere kaydettirir. Allah’ın bile yapmadığı bu işi kullarının yapması doğru değildir. Hatalar kişilerin yüzüne vurulmamalı uygun bir dille söylenip, hatırlatılarak düzeltilmesine çalışılmalıdır.

7- Allah bin kapıyı kaparsa bir kapıyı açar = Kullarının mutlak hakimi olan Allah anların istediklerini verir. İnsanlar bir konuda başarısızlığa uğradıkları zaman her şeyin bittiğini zannetmemelidirler. Allah kulunu o konuda başarısız kıldı ise bu hep böyle devam edecek değildir. Kuluna mutlaka yeni bir iş, yeni bir başarı verecektir. Allah’a inanan kimselerin düşüncesi böyledir.

8- Allah dağına göre kar verir = Allah kullarına, sorumluluğu, dert ve sıkıntıyı dayanacakları oranda verir. Allah kişiye verdiklerini kişinin kendisine karşı sevgisi ve kişinin yüreğinin temizliği oranında verir.

9- Allah doğruların yardımcısıdır = Yaşamı boyunca hep doğru davranan yalan söylemeyen, ah almayan kişilere de Allah yardım eder. Onları darda bırakmaz.

10- Allah gümüş kapıyı kapatırsa, altın kapıyı açar = İşleri bozulan kimseler umutsuzluğa düşmemelidir. Allah’ın bir sebep yaratarak kendisini eskisinden daha iyi duruma getireceğine inanmalıdır.

11- Allah herkesin gönlüne göre verir = Kişi gönlünden başkaları için iyilikler isterse Allah da ona iyilikler verir. Eğer kişi kıskançsa, başkalarının kötü olmasını istiyorsa Allah da ona zorluklar, problemler hatta kötülükler verir. Kişinin gönlünde diğer insanlar için hangi duygular varsa, Allah kişiye aynısını verir.

12- Allah ilmi dileyene, malı dilediğine verir = Allah bilgili olmak için gayret sarf edene bilgiyi verir.
Çalışmalarının sonunda kişiyi başarılı kılar. Ancak malı dilediğine, doğru, çalışkan kendinden aşağıda olanları düşünen, yardımsever kişilere verir

13- Allah sabırlı kulunu sever = İnsan için sabır en mükemmel huydur. Sabır ile sıkıntılar, güçlükler, dertler kolayca yenilir. Sabır kulun bir kalkanı gibidir. Bunun için Allah sabırlı kulunu sever. Kullar da sabırlı olmaya gayret göstermelidir.

14- Allah sağ eli sol ele muhtaç etmesin = Maddi ve manevi imkânlarını kaybeden kimselerin başkasından yardım istemeleri çok ağır bir durumdur. Bunun içindir ki Allah kişiyi zor durumda bırakıp en yakınlarından bile bir şey isteyecek duruma getirmesin

15- Allah sevdiğine dert verir = Yüce Allah her şeyin kendinden geldiğine inanan, dertleri yakınmadan, serzenişte bulunmadan çeken, katlanan kimseleri mutlak mükâfatlandıracaktır. Bu sebeple Allah sevdiğine dert verir.

16- Allah son gürlüğü versin = Allah yaşlılık günlerinde rahatlık, bolluk, mutluluk içinde bir ömür sürmeyi nasip etsin.

17- Allah’ın bildiği kuldan saklanmaz = Allah her şeyi bilendir. Kullar işledikleri suçları kabahatleri saklamamalıdırlar. Allah’ın bildiğini kul da bilmelidir.

18- Allah’ın oldurmadığını Peygamber sopa ile kovalar = Allah bir kimseyi şanssız, umutsuz ve mutsuz yaratmışsa yapılacak hiçbir şey yoktur. Çünkü tek hakim odur. O kimsenin yazgısını kimse değiştiremez.

19- Allah’tan korkmayandan korkulur = Allah birliğin, sevginin, acımanın, yardımın sembolüdür. Allah’tan korkmayanlarda bu sıfatların hiçbiri yoktur. Her türlü kötülüğü yapmaları beklenir. Dolayısıyla bu gibi kimselerden çekinmek lazımdır.

20- Anan hakkı, Allah hakkı = Bir kimsenin Allah’a karşı sorumluluğu ne ise her şeyini kendisi için feda eden anasına karşı olan sorunluluğu da odur, iki sorumluluk aynıdır.

21- Arayan Mevlasını da bulur belasını da = Yaşamında doğruluk iyilik yolunda olan öyle hareket eden kişi iyilik doğruluk bulur, kendisine düşündüğü gibi davranılır. Kötülük, kavga düşünen kişi ise kendisini kötülüğün, kavganın içinde bulur.

22- Atasını tanımayan Allah’ını da tanımaz = Allah ataya saygıyı emreder. Türk töresi de aynı yolla ataya saygıyı önerir. Bu bakımdan atasını tanımayan Allah’ın emrine karşı gelmiş, Allah’ı tanımamış olmaktadır.

23- Allah dokuzda verdiğini sekizde almaz = Allah her kulunun ne kadar yaşayacağını önceden kararlaştırmıştır. Süresi dolmadan hiç kimsenin yaşamına son vermez.

24- Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış = Geçim konusunda kimse kimseye yük olmamalıdır. Birbirlerine o kadar yakın ve birçok değerlerinde ortak olan kardeşlerin bile kazançları, keseleri ayrıdır. Birinin parasına öteki ortak olmaya kalkışmamalıdır.

25- Arife günü yalan söyleyenin bayram günü yüzü kara çıkar = Bir sözün yalan olduğu çabuk anlaşılır ve söyleyen, topluluk içinde utanılacak bir duruma düşer.

26- Büyüğünü tanımayan Allah’ını da tanımaz = Türklerin töresinde büyüklere saygı başta gelir. Her küçük büyüğünü saymayı sevgi göstermeyi görev bilir. Allah da analara babalara hürmet ve saygıyı emretmiştir. Bunu içindir ki büyüğünü tanımayan kimse Allah’ın emrine karşı gelmiş olur. Dolayısıyla Allah’ını da tanımamış olur.

27- Bayramda borç ödeyene ramazan kısa gelir = Oruç tutan kimse için ramazan günleri ağır ağır geçer. Süresi bayramda dolacak bir borcu ödemek zorunda olan kimseye o günler çabuk geçiyor gibi gelir. Çünkü insan, güç işlerin yapılmasının ertelemek ve uzak zamanlara atmak ister.

28- Cami ne kadar büyük olsa imam bildiğini okur = Bir toplulukta çük kişi çok fikir olsa da kara vermek görevini üslenen kimse kendisinin doğru bildiği ise onu uygular. İstediği konuları seçer, karar verir.

29- Dayak cennetten çıkmıştır = Dayak birçok problemin ortadan kalkmasına yarayan, kötüleri doğru yola getiren bir eğitme aracıdır.

30- Davacısı kadı olanın yardımcısı Allah olsun = seni yargılayacak kişi, senden davacı olan kişi ise kuşkusuz kendisini haklı çıkaracak ve sana ağır ceza verecektir.

31- Deve Kâbe’ye gitmekle hacı olmaz = Bir iş özellikleri bilinmeden yalnız dıştan göründüğü gibi benimsenip uygulanırsa yapana değer kazandırmaz. İş de yapılmış sayılmaz.
32- Dinsizin hakkından imansız gelir = Etrafındakilere karşı acıması olmayan, merhametsiz kişinin hakkından kendisinden daha merhametsiz ve insafsız kimse gelir.

33- Doğrunun yardımcısı Allah’tır = Doğru söyleyen kimse toplumda çoğunlukta bulunan dürüst olmayan kimseler tarafından sevilmese de aşağılanmaya çalışılsa da üzülmemelidir. Yaptığı iş için ona doğruluğun koruyucusu Allah yardım edecektir.

34- Doğru söz yemin istemez = Yemin, yalan olduğu düşünülebilen sözün doğruluğuna inandırmak içindir. Sözün doğruluğunda kuşku yoksa yemine gerek de yoktur.

35- Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane = Kişinin çok önceden yazılmış bir alın yazısı vardır. Bunu değiştirmek elinde değildir. Bu kurala göre zamanı gelince ölecektir. Bu ölüme bir bahane bir sebep gerekir. Bu sebep de oluşur. Kişinin ölümüne sebep o değildir. Esas sebep o kişinin Allah katına çağrılmasıdır.

36- El benden sebep Allah’tan = Başarılı olmanız için her türlü yardımı yapacağım. Eksiz bir şey bırakmayacağım. Ama bunlar başarını gelmesini sağlamaz. Yüreğiniz temiz ise Allah da yardım eder. İşte başarı o zaman gerçekleşecektir.

37- Eşeği sağlam kazığa bağla, sonra Allah’ ısmarla = Eldeki iş veya konu için yapılması gereken her şeyi araştırıp yapmak sonra da Allah’ a emanet ettim demek o konu için çözüm değildir, sonuç iyi olmaz.

38- Ev alanla evlenene Allah yardım eder = Ev almak ve evlenmek kutsal girişimlerdir. Bu kimselere Allah’ın emri ile etrafında bulunanlar yardım ederler, sıkıntı çekmesini önlerler.

39- Emanete hıyanet olmaz = Emanet olarak bize bırakılan şeyi iyi korumayıp, kullanıp yıpratmak, törelerimize ve doğruluk kurallarına aykırıdır.

40- Garip kuşun yuvasını Allah yapar = Allah’ inanmış kişileri Allah sıkıntı içinde bırakmaz. Onlar bir süre sıkılsalar da Allah bir yerden bir şey bağışlayarak sıkıntılarını ya kaldırır, ya da hafifletir.

41- Garibin yardımcısı Allah’tır = Garip kişinin yardımına gönlündeki inancın büyüklüğü oranında ancak Allah yardım eder.

42- Gâvurun tembeli keşiş, Müslüman’ın tembeli derviş = Bütün dinler çalışmayı emreder. Bazı kimseler ise dini çıkarları doğrultusunda kullanıp çalışmadan yaşamanın yollarını bulurlar ki çok kötü bir davranışı gerçekleştirmiş olurlar.

43- Gelen gidene rahmet okutur = Bir konuda beğenmediğimiz ve gitmesini istediğimiz kimse gidince yerine gelen kişi ondan da kötü davranışlarda bulunduğu için gitsin diye direttiğimiz kimseyi arar duruma geliriz.

44- Güzele bakmak sevaptır = Güzel olan her şeyde Allah’ın bir aksini bulmak mümkündür. Onun için güzel bulduğumuz her şeye dikkatli bakmak sevap kazanmak anlamına gelir.

45- Gelin atta buyruk Hak’ta = Bir gelin güveyinin evine götürülmek üzere ata bindirilir. Ama bakalım oraya ulaşacak ve evlenme gerçekleşecek mi? Yoldayken ölüm gibi, gelini başkasını kaçırması gibi engeller çıkabilir. Oldubitti sandığımız her şey bu durumdadır. Kesin sonuca ulaşmadan hiçbir şeye gerçekleşti gözüyle bakılmamalıdır.

46- Hacı hacıyı Mekke’de bulur = Aynı düşüncede olan kimseler ayrı ayrı davransalar bile bir gün aynı yolda buluşurlar. Kendilerine ait yolda veya yerde buluşurlar, birbirlerini bulurlar.

47- Hacı Mekke’de, derviş tekke’de = İnsanlar yetişme şekillerine göre kendilerine uygun bir rotamda yaşarlarsa mutlu olabilirler. Yoksa ömürleri sıkıntı içinde geçer. Bulundukları yerde istenmez ve sevilmezler.

48- Hak doğrunun yardımcısıdır = Allah doğru olana yaptıklarının mükâfatını mutlaka verir. Doğru kimseler ilk planda başarısız gibi görünseler de doğruluklarını bozmadıkları takdirde Allah onları mutlaka selamete çıkaracak ve mükâfatlandıracaktır.

49- Hak gelince batıl gider = Doğruluğun, hakikatin, iyiliğin bulunduğu yerde düzenin, yalanın, kötülüğün bulunmasına imkân yoktur. Bunun için her zaman doğrudan, iyilikten, hakikatten yana olmalıdır.

50- Hak yerini bulur = Yapılan her türlü haksızlıklar, zulümler devam etmez. Gün gelir devletin kolluk kuvvetleri haksızlık yapanların, zalimlerin cezasını verir. Allah da bu kimselerin hak etilleri cezayı çok kere yaşarlarken vermektedir. Doğruluk hiçbir zaman geride, yerde kalmaz.

51- Hasta yatan ölmez, eceli gelen ölür = Her hasta olan kimsenin öleceğini zannetmek yanlıştır. Hastalık kişinin ölümünü gerçekleştirmez. Kişinin ömrü Allah’ın takdiri ile tanzim edilmiştir. Vakti gelince hasta olsa da olmasa da ölür. Vakti gelmeyince hasta olsa da ölmez.

52- Helal kazançla pilav yenmez = Doğrulukla, ahlakla, yasalara uymakla elde edilen kazanç hiçbir zaman insanı zengin etmez.

53- Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma = Din adamları, dinin, Allah’ın buyruklarını öğretirler. Bunları öğrenip uygulamak gereklidir. Ama din adamları da bazen öğrettiklerinin aksine hareket edebilirler. Bunun içindir ki, hocaların yaptıklarını yapmamak gerekir.

54- İbadet de gizli, kabahat de = İbadet Allah’ın emirlerini yerine getirmektir. Allah ile kul arasındadır. Bunu içindir ki ibadetin yalnızca Allah için yapılması gerekmektedir. Doğru olan, kulun yapacağı da budur. İbadeti başkalarına gösteriş için yapanlar Allah’ın emirlerini, kulluk görevini yerine getirmemiş olurlar. İnsan bazı kusurları yaparak olgunlaşır, tecrübe kazanır. Bunun için olgunlaşmamıza yarayan kusurların da gizlenmesinde yarar vardır. Lüzumsuz yere o kişiyi küçük düşürmek doğru olmaz.

55- İlmi Allah dileyene, malı dilediğine verir = Bu dünyada Allah her kişiye değişik imkânlar verir. Herkesin aynı oranda zengin olması mümkün değildir. Zengin olmayı çok istesek de Allah takdir etmediyse mümkün değildir. Ama ilim öyle değildir. İnsanlar arzu ederlerse bilgin olabilir. İlmi öğrenebilir. İlmi öğrenmek kişinin çabasına bağlıdır. O çaba gösterirse Allah muhakkak kişinin istediğini verir.

56- İmam evinden aş, ölü gözünden yaş çıkmaz = Her şer gereken yerden alınmalıdır. Alınması mümkün olmayan yerden bir şeyi almak istemek başarılı bir şekilde sonuçlanmaz. Alınamaz.

57- İnsan insanın şeytanıdır = İnsanlar arkadaşlarını çok iyi seçmelidir. Kötü arkadaş çok zararı olan kimsedir. Kişiyi yolundan çıkarır, saptırır, kötülüğe sürükler.

58- İslam’ın şartı beş, altıncısı insaf demişler = İslam dininin beş temel direği vardır. Eğer altıncısı olsaydı herhalde ”insaf” olurdu. “İnsaf” , namaz, oruç gibi İslamlığın temel direklerinden sayılmaya değer.

59- Komşu hakkı, Allah hakkı = Komşular yakın ilişkisi olan kimselerdir. Birbirlerini sevmeli ve saymalıdırlar. Çok iyi ilişkiler içinde bulunmalıdırlar. Böyle yaptıklarında da iyi ilişkiler konusunda Allah’ın emirlerini yerine getirmiş ona iyi kulluk etmiş olular ve mutlu bir ilişkileri olur.

60- Körün istediği bir göz Allah verdi iki göz = Bir kişi istediğinden fazlasını elde ederse çok sevinir. Fazlasını da göstermemeye gayret eder.

61- Kul azmayınca Hak yazmaz = Kişi bulunduğu ortamda uyumlu yaşarsa Allah ona yardım eder, sabır verir. Böyle yapmazda azar, kötülükler yapmaya başlarsa Allah hem günah yazar hem de başına olmadık felaketler verir.

62- Kefenin cebi yok = Zengin olup da para harcamaya kıymayan kimse, parayı ne yapacak? Öbür dünyaya götüremez ki.

63- Kırk yılda bir ölet olur, eceli gelen ölür = Allah’ın verdiği ömrü hiçbir şey değiştiremez. Salgın ve öldürücü hastalık da olsa eceli gelmeyen ölmez. Böyle zamanlarda çok kişinin ölmesi, ecellerinin o zamana rastlamasındandır.

64- Kırk yıllık Kani, olur mu Yani = Yaşlanıncaya değin iyi insan olarak yaşamış olan kişi, artık kötü olmaz
.
65- Kimse kendi memleketinde peygamber olmaz = Kişinin değeri, doğup büyüdüğü yerde gereği gibi bilinmez. Daha önce ad kazanmış kimseler vardır. Aile rekabetleri vardır. Küçüklüğünde yaptığı çocukça davranışları bilenler vardır… Bütün bunlar, onun yüksek bir kişi olarak kabul edilmesini engeller.

66- Malın bekçisi zekâttır = Malı çok olan kimse malı az olanların veya olmayanların dikkatini çeker. Aralarının açılmasına sebep olur. Bunu için Müslümanlıkta zekât konmuştur. Zenginler maddi güçleri nispetinde fakirlere yardım ederlerse, toplumdaki dengesizlik, zengin- fakir düşmanlığı ortadan kalkar, toplum kişileri de huzurlu ve mutlu olurlar.

67- Mezar taşı ile övünülmez = Kişi, geçmişteki atalarıyla değil, ancak kendi değeri ile övünebilir.

68- Minare de doğru, ama içi eğri = Doğru görünen nice kişiler vardır ki iç yüzlerini bilenlerden nasıl düzenbaz ve acımasız oldukları öğrenilir.

69- Minareyi çalan kılıfını hazırlar = Kolay kolay gizlenemeyecek denli büyük bir suç işleyen kimse, bunun ortaya çıkmaması için gereken önlemleri daha önce alır.

70- Minareyi yaptırmayan yerden bitti sanır = Değerli, önemli hiçbir iş yapmamış olanlar, yapılmış olan büyük, önemli işleri kendiliğinden oluvermiş sanırlar.

71- Namaza meyli olmayanın ezanda kulağı olmaz = Bir işin bütününü istemeyen kimseler o işin ayrıntıları ile hiç ilgilenmezler.

72- Papaz her gün pilav yemez = Her işi daima bir kişiye yaptırmak doğru değildir. O kişi çok defalar ses çıkarmadan bu sıkıntıya katlandıysa da günün birinde yapamayacak duruma gelir ve yapmaz. Bunu için insanları çalıştırırken usandırmayacak bir yöntem izlemekte yara vardır. Elimize her zaman bizim için uygun olan fırsat geçmez.

73- Para ile imanın kimde olduğu bilinmez = Para, ortaya konulup herkese gösterilen şeylerden değildir. İman da kişinin içindedir. Bundan dolayı kimin ne kadar parası bulunduğunu, kimin ne denli Allah’a yakın olduğunu kimse bilmez.

74- Ramazan bereketli aydır, ama duvardan giden kılıca sor = En değerli eşyanızı satıp para hazırlarsanız, ramazan kuşkusuz bereketli ay olur.

75- ramazanda yalan söyleyenin yüzü bayramda kara olur = hayatta her zaman doğru olmalı doğru davranmalıdır. Yalan söylemek bekli bir zaman için etrafımızdakileri kandırmamıza neden olur. Ama gelişen olaylar söylenen yalanı bir gün mutlak surette açığa çıkarır. Yalan söyleyen kişi zor durumlara düşer.

76- Sora sora Kâbe bulunur = Bilmediklerimizi yerinde, zamanında bir bilene sorarsak istediğimizi çabuk elde ederiz. Bilmediğimiz her şeyi sormak gerekir. Sıkılmak, utanmak çözüm yolu değildir. Bizi başarıya götürmez.

77- Şeytan kişiyi kandırır ama suyunu ısıtmaz = Fena insanlarla arkadaşlık, dostluk yapmak doğru değildir. Onlarla yapılan işlerde zor durumda kalınınca derhal bizi terk ederler, bundan sonra bütün sıkıntı üstümüzde kalır.

78- Şeytanla ortak buğday eken samanını alır = Hilekâr, düzenbaz kimselerle ortak olanlar yapılan işin zararını yüklenirler. Karını ortakları kapar.

79- Şeytanın dostluğu darağacına kadar = Kötü arkadaş, kişiyi yoldan çıkarıp ölüme kadar sürükleyebilir. Ama ölümün eşiğinde onu kaderi ile baş başa bırakır.

80- Şeytanla kabak ekenin kabak başına patlar = Kurnaz ve hileci kimseyle ortaklık eden kişi, hilenin en büyük kurbanı olur.

81- Yalnızlık Allah’a mahsustur = İnsan toplumsal bir varlıktır. Ancak toplumsal ve dayanışma ve iş bölümü içinde yaşayabilir. Tek başına yaşayamaz.
Yorum (0)add feed
Yorum yazın

Kayıtlı üye değilsiniz. yorum yapmak için üye olmalısınız.Yorum sorumluluğu size ait olacaktır.


busy