

- Söyle
- Kralın Üç Sorusu
- Dünya Hayatı
- Allah'ın isimlerini zikretmek hayatı kolaylaştırıyor
- Rabbim, Senden başka kimim var benim?
- Anne ve Babanızın Kıymetini Bilin
- Çocuklarınızla Konuşun
- Sıla-i Rahim ve akrabaları ziyaret ömrü uzatır, bereketlendirir.
- Sevdiklerine herkes dua eder, asıl kahramanlık sevmediklerine ve sana kötülük edenlere dua etmendir
- Bir arada kalırken başkalarının sivri taraflarına katlanma, insanı olgunlaştırmada çok önemlidir
- Anne - Baba isen sakin beddua etme. Bir gün tuttuğunu görür önce sen üzülürsün
- Ben çektim ama çocuklarım benim yaşadığım zorlukları yaşamasınlar düşüncesi
- Emeksiz, sıkıntısız ve yokluk görmeden büyüyenler varlığın ve nimetlerin kadrini bilmezler
- Allah bir kulunu seviyor ve huzuruna günahsız gelmesini istiyorsa
- İş Arıyorum
- Bir iş ve amelin neticesinde çok sevap varsa onun yolu zor ve imtihanlıdır.
- İş Arıyorum
Dünya Hayatı |
Abdullah İbni Mesut'tan rivayet edildiğine göre, Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem bir hasır üzerine yatmıştı. Kalkınca, yan tarafında hasırın iz bıraktığı görüldü. Kendisine: - Ya Rasulallah sana bir şey (yani bir yumuşak yatak) alsak, dedik. Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem: - Benim dünya ile ne alakam var. Ben dünyada ancak bir ağaç altında gölgelenmiş, sonra ağacı bırakarak kalkıp gitmiş olan bir binici (yolcu) gibiyim “ buyurdu. (Tâc:5/177) Evet, insan burada misafir ve yolcudur ve ebedi yolda kendisine lazım olacak eşyayı ve erzakı buradan temin etmekle mükelleftir. Misafir ev sahibinin işine karışmaz... O misafirhaneye kendi evi gibi sahip çıkmaz, tahakkümde bulunmaz. Yapılan ikram ve muameleleri tenkit etmez, nankörlük etmez, inkâr etmez. Hasılı; misafir olan kimse, beraberinde getirmediği ve kendisi ile birlikte götüremeyeceği şeylere âlaka duyup kalbini bağlamaz, gönlünü kaptırmaz. Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem, bir gün İbn-i Ömer’in omzundan tuttu ve şöyle dedi: “Dünyada sanki gurbette imişsin gibi, veyahut bir yolcu gibi ol ve kendini kabirde yatanlar arasında say.” İbn-i Ömer (ra) da öyle yapar, hem de şu tavsiyelerde bulunurdu: “ Geceye gireceğin vakit sabahı bekleme. Sabaha çıktığın vakitte geceyi bekleme. Ve sıhhatinden hastalığın için, hayatından da ölümün için bir şey yapıp hazırlama fırsatını kaçırma.” Evet, bizim halimiz şudur: Bir kefen alıp döndük mezara.” |