Mehmet Özcan

Giri? Formu






Kayıp Parola?
Hesabınız yok mu? Kayıt Ol

Ziyaretçi Sayacı

 
Bugün96
Dün127
Bu Hafta96
Bu Ay2492
Toplam767261
Anasayfa arrow İktibas - Yorum arrow Peygamberimiz (s.a.v)in Sünnetleri
Peygamberimiz (s.a.v)in Sünnetleri
Hz. Muhammed (S.A.V.) şöyle buyurdu: “Bir kimse ümmetim bozulduğu zamanlarda sünnetime sarılırsa yüz şehit sevabı alır”.Allah hepimizi sünneti seniyeye sarılanlardan eylesin.

Peygamberimiz (s.a.v)'in Sünnetleri:

-Günahları için tevbe etmede acele etmek.
-Hastayı ziyaret etmek.
-Hediye vermek.
-Sağ yanı üzerine kıbleye karşı yatmak.
-Misafir geldiği zaman yemek yedirmekte acele etmek.
-Ölünün techizinde acele etmek.
-Baliğ olan kızın evlendirilmesinde acele etmek.
-Müddeti geldiği zaman borcun ödenmesinde acele etmek.
-Misafirliğe giderken tatlı götürmek.
-Sabahın sünnetinin birinci rekatında “Kafirun” ve ikinci rekatında “İhlas” surelerini okumak ve bu iki rekatı sabahın ilk vaktinde evde kılmak.
-Doğan çocuklar için akika kurbanı kesmek.
-Üç parmakla yemek yemek.
-Hediyeyi kabul etmek.
-Zemzem suyunu ayakta içmek.
-Abdest aldıktan sonra ibrikten geri kalan suyu ayakta içmek.
-Yemekten sonra parmakları yalamak. Önce orta parmağı sonra şehadet parmağını sonra da baş parmağı yalamak.
-Sakalın uzunluğunun bir kabza miktarı olması.
-Yatarken abdest alıp abdestli yatmak.
-Yatarken ve uyanıldığı zaman misvak kullanmak.
-Çocuğun doğumunun yedinci günü saçlarının kesilmesi ve bu günde ona isim verilmesi ve kesilen saçların ağırlığınca altın ve gümüş sadaka vermek.
-Kapların üstünü örtmek.
-Burundaki pisliği atarken soldan başlamak.
-Yatarken kapıyı kilitlemek ve ışığı söndürmek.
-Sakalı taramak.
-Evdeki boş su kaplarını doldurmak.
-Başkasının Kur’an okumasını dinlemek.
-Borçluya alacağı için müsaade göstermek.
-Alışverişte pazarlık yapmak.
-Namazda safları düzgün ve sımsıkı yapmak.
-İftarda acele etmek.
-Öğle uykusu uyumak, gülsuyu kullanmak, koku sürmek.
-Mezarları ziyaret etmek.
-Kişinin vasiyetini yazarak yanında bulundurması.
-Evlenirken dindar kadınları seçmek.
-Dua ederken elleri kaldırmak, dua bitince de avuçlarını yüze sürmek.
-Hastaya şifa bulması için dua etmek.
-Cemaatle namaz kılmak.
-Sahur yemeği yemek.
-Abdestten sonra havlu gibi şeylerle kurulanmak.
-Aksıranın aksırma sonunda “Elhamdülillah” demesi ve yanında işiteninde “Yerhamuke Allah” demesi.
-Çocukları sevmek ve şefkat göstererek omuzda taşımak.
-Şefkat ve merhamet duyguları ile çocukları yanaklarından ve sair yerlerinden öpmek.
-Rüzgar estiği zaman dua etmek.
-İstişare etmek (bir işi yapıp yapmamak hususunda güvenilir kimseye başvurup ona danışmak).
-Muhayyer kılındığı (serbest kaldığı) iki iş arasında günah olmadıkca, bu iki işten en kolay olanını seçmek.
-Allah rızasını gözeterek mümin kardeşini ziyaret etmek.
-Yemek yenilen evde teberrüken namaz kılmak ve namaz sonunda ev sahiblerine dua etmek.
-Ziyarete gidilen bir arkadaşın evinde yemek yemek.
-Cuma ve bayram günlerinde, özel ziyaretcilerini kabulleri sırasında en temiz ve en güzel elbiseleri giymek.
-Kur’an’ı Kerim’i bakarak okumak.
-Çocuğu kucaklamak.
-Çocuğun başını okşamak.
-Çocuklara güzel isim vermek.
-Çocuklarla latife etmek.
-Vadedilen şeyi yerine getirmek.
-Baygın olan hastaları, şuurlarını kaybetmiş oldukları halde ziyarete gitmek.
-Yolda yürürken konuşmamak.
-Banyo ve tuvalete tükürmemek.
-Misvak kullanmak.
-Tuvalete girerken ve çıkarken dua okumak.
-Ayakkabılarımızı giyerken ters çevirip giymek.
-Ölünün karnı üzerine bir şey koymak. (Şişmesin diye)
-Ölüm sekeratında olan kimseye su vermek.
-Ölüm sekeratında olan kimsenin yanında Yasin okumak.
-Cuma günü Kehf suresini okumak.
-Cuma günü çok salavat getirmek.
-Bayram gecelerini ibadetle geçirmek.
-Bayram günü iyali (ailesi) üzere rızk ve elbise vesaire ile genişletmek.
-Kefen rengi beyaz olmak.
-Kabrin üzerine küçük taşları dizmek, başucuna yüksek taş dikilmesi, ayak ucuna bir taş dikmek, kabri yerden bir karış kadar yüksek yapmak.
-Ölü ehline taziyede bulunmak. Definden önce veya sonra.
-Oruçlu bir kişinin başka bir oruçluyu kendi ile beraber iftar ettirmesi.
-Yemeğe başlarken besmeleyi yükses sesle söylemek.
-Yemek esnasında haram olmayan bir şeyi konuşmak.
-Elden yere düşen lokmayı (pis olmazsa) yemek.
-Arkadaşlarıyla yemek yerken yemeği uzatmak. (Onlar doyana kadar.)
-Güzel lokmaları arkadaşlarına vermek.
-Yemek sahibine dua etmek.
-Meyvenin çekirdeğini sol elle çıkarmak.
-Mezar başlarını okumamak.
-İbadet esnasında en güzel ve temiz elbiseyi giymek.
-Ezan okunduktan sonra ezan duasını okumak.
-Hergün yüz defa estağfirullah demek.
-Orucu hurma veya su ile açmak.
-Konuşurken göz bebeğinin içine bakarak konuşmak.
-Yemek yerken başkalarının yediğine bakmamak.
-Cuma günü beyaz elbise giymek.
-Gusul abdestinden sonra iki rekat namaz kılmak.
-İlk verilen sözün tutulması.
-Bayram namazına gitmeyi uzun yoldan, dönüşü kısa yoldan yapmak.
-Kişinin yemeği önünden yemesi.
-Bir meclise girerken ve ayrılırken selam vermek.
-Bir yere girmek için izin isteyen kimseye “sen kimsin” denildiği zaman bilinen ismini söylemek.
-Ehli ve yakınlarına hastanın halinden sorulması.
-Cenaze geçerken iyi kimse için ona dua etmek ve onu hayırla anmak.
-Kur’an’ı can kulağıyla dinleyip ayetlerin anlamlarını düşünmek.
-Cemaatle namaz kılarken saflardaki boş yerleri doldurmak.
-Safların sağ tarafında durmak.
-Bir topluluğa katılacak kişilerin yıkanması, güzel elbiseler giymesi ve koku sürünmesi.
-Sahuru imsaka yakın vakte kadar tehir etmek.
-İftarda acele etmek.
-Akşam namazını kılmakta acele etmek.
-Kıbleye karşı oturmak.
-Su isteyen kişi sudan başkasına verecekse sağ tarafından başlaması.
-Ezan okunurken hiçbir şey yapmadan oturmak.
-Hasta ve yaşlıları ziyaret etmek.
-Toplum içinde yanımızdaki ile fısıldaşmamak.
-Selam vermek.
-Yemeği iki öğün yapmak.
-Yolculuk esnasında konaklanan yerde iki rekat namaz kılmak.
-Zeytinyağı yemek.
-Eti ağıza yaklaştırıp dişleriyle kopararak yemek.
-Seferde yolculuk yaptığı arkadaşlarına hizmet etmek.
-Başka birinde selam getiren kişiye “Aleyke ve aleyhisselam” demek.
-Bıyıkları kısaltmak.
-Başı tarayıp temizlemek.
-Tırnak kesmek.
-Koltuk altlarını yolmak.
-Kasıkları tıraş etmek.
-Sünnet olmak.
-Herşeye besmele ile başlamak.
-Her gece göze sürme çekmek.
-Yolda giderken ayağımıza takılabilecek veya ona benzer şeyleri kenara çekmek.
-Ramazanda fazla cömertlik göstermek.
-Ramazanda Kur’an’ı Kerim’i hatim yapmak.
-Yemeği birarada yemek.
-Cuma günü tırnak kesmek.
-Tane tane konuşmak. Anlaşılmadığı mı üç sefer tekrarlamak.
-Kötülük edene iyilik etmek.
-Kapıya gelen çocuğa bir şey vermek.
-Bir toplulukta su dağıtırken bardak sağ elde ve sağ taraftan dolaştırmak.
-Bir sıkıntı ile karşılaşıldığı zaman: “La havle vela kuvvete illa billah” demek.
-Sirke yemek.
-Bir adam oturmak istediği zaman ayakkabılarını çıkarıp sol tarafına bırakmak.
-Verilen yastığı, güzel kokuyu ve sütü reddetmemek.
-Davete icabet etmek.
-Sabah namazını sünnetini kıldıktan sonra sağ tarafına yatmak.
-Her Cuma sadaka vermek.
-Sofraya oturmadan ve kalkınca ellerimizi yıkamak.
-Soframızda yeşillik ve sirke bulundurmak.
-Tabağımızı sıyırmak.
-Sofradaki kırıntıyı sağ elimizin işaret parmağı ile toplamak.
-Sofraya iyice acıkmadan oturup doymadan kalkmak.
-Yemekte mideyi üçe bölüp, bir kısmını yemek, bir kısmını su ve üçte birini de nefes alması için bırakmak.
-Yemeğe tuz ile başlayıp tuz ile bitirmek.
-Misafirlikte kalma süresini üç gün yapmak.
-Seferde üç kişi olduğu zaman birisini reis seçmek.
-Yatarken hiçbir müslüman hakkında kin gütmemek.
-Suyu üç yudumda içmek.
-Sofraya büyüklerden önce oturmamak, aç gözlülük yapmamak.
-Bir şey yerken üç parmakla yemek.
-Herşeyi giyerken sağdan çıkarırken soldan çıkarmak.
-Kırk gün her sabah aç karnına, gün atlamadan siyah kuru üzüm yemek.
-Tuvalete veya banyoya sol ayakla girip sağ ayakla çıkmak.
-Evlerimize, camilerimize sağ ayağımızla girip sol ayağımızla çıkmak.
-Yüzme öğrenmek.
-İnsanları yüzüne karşı övmemek.
-Yemekten sonra tatlı yemek.
-Misafirlere hoşaf suyu ikram etmek.
-Arabaya binildiğinde üç kere “Elhamdulillah”, üç kere “Allahu Ekber”, bir kere “La ilahe illalah demek.”
-Kurban bayramında kemikleri kırmadan suya veya toprağa gömmek.
-Bir iş yaparken Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vessellem)’in nasıl bir iş yaptığını düşünerek yapmak.
-Yemekten sonra kürdan kullanmak.
-Süt içtikten sonra ağzı çalkalamak.
-Yemekten sonra ellerin aralarını ve ağızı yıkamak.
-Misafire sofraya gelmesi için üç defaya kadar ısrar etmek.
-Yemek yedirmek.
-Düğünün ilk gününde yemekvermek.
-Misafiri kapıya kadar uğurlamak.
-Cenaze evine üç gün yemek götürmek.
-Evlenmek.
-Karısıyla cima etmeden önce oynaşmak, konuşup şakalaşmak, elleşmek.
-Misafirliğe gittiğinde kapıyı üç kez çalmak.
-Önüne bakarak yürümek.
-Bağdaş kurarak oturmak.
-Edep yerlerine su serpmek.
-Tırnak altı kirlerini temizlemek.
-Güzel koku sürünmek.
-Misvak kullanmak.
-Önüne konan yemeği bitirmek.
-Küçük su döktüğü zaman kamışı üç kere (sıkıp süzmek).
-Seferden dönerken çoluk çocuğa hediye getirmek.
-Fareyi öldürmek.
-Musahafa etmek (tokalaşmak).
-Baştaki saçı tamamen tıraş etmek.
-Bir şeye şaşıp hayret edildiği vakit “sübhanallah” demek.
-Vedduha suresinden sonra tekbir getirmek. Bu sureden sonra Kur’an’ın sonuna kadar tekbir getirilir.
-Hayızlı kadınla yatmak, beraber yemek ve içmek.
-İnsanın önce Allah’a itaat ve ibadette kendi nefsi ile mücahede etmesi.
-Silah kullanmayı öğrenmek.
-Büyük bela, musibet ve dertleri güzel sabırla karşılamak.
-Uzun zaman sıhhat ve afiyette olmaktan dolayı üzülmek.
-Hastalık halinde yapmış olduğu günahlarına tevbe etmesi.
-Bir şeyi uğursuz görmemek.
-Hasta yoklamakta sünnet olan gün aşırı veya iki günde bir gitmektir.
-Hastadan dua istemek.
-Feryad ve şikayet etmeden hastanın hafif hafif inlemesi.
-Ölümü çok hatırlamak.
-Ölmekte olana şehadet kelimesini telkin etmek.
-Din kardeşinin veya başkasının ölüm haberini işitince “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun” demek.
-Mümine isabet eden her bela ve musibet için “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun” demek.
-Çocuğun sağ kulağına Ali İmran suresinin 36.cı ayetini okumak.
-Kapların üstünü örtmek.
-Şalvar giymek.
-Yamalı ve sert kalın elbiseler giymek.
-Yün ve kıldan yapılan elbiseleri giymek.
-Yeşil giymek.
-Elbiseyi kirlenince yıkamak.
-Müslüman kardeşine ayakkabı veya mest bağışlamak.
-Gümüş yüzük ve akik taşından yüzük takmak.
-Saçı taramak.
-Kadınların kına yakması.
-Aynaya veya saf suya üstünü başını, şeklini düzeltmek için bakmak.
-Seferden gelenin boynuna sarılmak.
-Kur’an’ı Kerim okurken kalbden başka düşünceleri atıp ayeti kerimeleri düşünmek, manalarına vakıf olmaya çalışmak.
-Kur’an’ı Kerim’i okurken yavaş yavaş, tane tane okumak.
-Kur’an’ı Kerim’i okurken her ayette durmak, rahmet ayetlerinde Allah’dan istemek, azab ayetlerinde Allah’a sığınmak, celali ve kibriyası büyüklüğü zikredildiğinde tesbih etmek.
-Müminin evinde Kur’an’ı Kerim’den mümkün olduğu kadar okuyarak evinin nasibini vermesi.
-Kullandıktan sonra misvağı yıkamak.
-Ezanı sesin daha uzaklara gitmesi için yüksek yerde okumak.
-İnsanlarla iyi geçinmek.
-Kurbanını kişinin kendisi kesmesi.
-Arpa ekmeği yemek.
-Yemeğe doğru biraz eğilmek.
-Herhangi bir şeyi sağ elle verip sağ elle almak.
-İnsanlara temiz ve güzel görünmek.
-Üzümü ekmek ile yemek.
-Salatalığı tuzla yemek.
-Cevizi hurma ile yemek.
-Hadisi şerif ve Kur’an’ı Kerim ve mubah olan diğer şeyleri dinlemede sünnet olan, kişi anlayışını, aklını, zihnini toplayıp konuşanı, okuyanı ve hadis bildireni dikkatle dinlemek ve susmaktır.
-Kur’an’ı Kerim dinlemenin sünnetlerinden biri de azalarının sükutu, gözlerini yummak ve Kur’an’ı Kerim’den dinlediğini yapmaya azm etmek ve yerine getirmek.
-Asa (baston) taşımak.
-Konuşan sözünü bitirmeden, dinlediği üzerinde konuşmamak ve sormamak sünnettir.
-Yatsıdan sonra dünya işlerinden konuşmamak da sünnettir.
-Gördüğü iyi rüyaları, bir alime ve nasihat ediciye anlatmak.
-Yolculuğa çıkanı geçirmek.
-Sefere çıkarken din kardeşleri ile vedalaşmak.
-Her yüksek yerde çok tekbir okumak, yani “Allahu Ekber kebiren” demek yolculuğun sünnetlerindendir.
-Yolculuktan gelenin çoluk çocuğuna, akrabasına yiyecek ve benzeri bir şey hediye getirmek.
-İnsanlara nasihat ve şefkat ile davranmak.
-İnsanların elinde olandan ümidini kesmek.
-Dinine, emanetine güvendiği, salah ve takvasını bildiği kimseler hariç başkaları ile dostluk etmemesi.
-Ziyaretine gelene ikram etmek. Altına minder koymak, hizmetine kalkmak.
-Din kardeşleri ile görüşmek için hazırlanmak onlar için süslenmek, en temiz ve güzel elbisesini giymek.
-Yanında bulunmayan din kardeşine hayır ve selametle dua etmek, uzakta ise mektup yazıp, ayrıldıktan sonraki durumunu, çoluk çocuğunun halini sormak.
-Misafirin elinden tutup, güler yüzle yüzüne bakarak evine sokmak.
-Ev sahibi misafirle beraber sofraya oturmuş ise önce kendisinin elini uzatıp yemeğe başlaması ve sonunda da herkesten sonra yemekten el çekmesi.
-Yemek yedikten sonra misafirin evsahibine “evinizde oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyi insanlar yesin, melekler sizi rahmetle ziyaret etsin” diye dua etmek.
-Komşuya ikram etmek.
-Evlenmek istediği kadını, kızı nikahdan önce görmek.
-Evlendiklerini duyurmak.
-Evlenen kişi veya vekilinin Allah’a hamdü sena, Resulüne salatu selam etmesi, Kur’an’ı Kerim okuması sünnettir. Sonra mehiri belirtip nikah kıyılır.
-Bereket için gelinin başına şeker veya badem serpilmesi ve hazır olanların bunları toplayıp almaları.
-Damadın ayaklarını yıkayıp suyunu bereket için odanın köşelerine serpmesi.
-Emri maruf ve nehi münkerde (iyiliği emredip kötülükten men etmede) önce kendinden başlamak.
-Ruhunu teslim ettiği zaman hemen yüzünü örtmek, gözlerini kapamak ve çenesini bağlamak.
-Cenazeyi en yakınının yıkaması.
-Cenaze sahibinin “La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim”i çok söylemesi.
-Cenaze namazı kılmaya gitmek.
-Cenazenin arkasından gitmek.
-Cenazeye götürmede acele etmek.
-Mevta defin edilmeden önce dönmemek.
-Definden önce cenazenin kabir üzerine konulduğu zaman oturmak.
-Cenazeyi kıbleye karşı çevirmek ve kabre koyanın “Bismillahi ve ala milleti resulullahi” demesi.
-Cenaze sahibinin birinci gece geçmeden elinden geldiğince bir şey tasadduk etmesi.
-Ölen müslümanları hep iyilikle anmak.
-Yemeği yerde yemek.
-Emanet olarak alınan şeylerin kırıldıkları veya yitirildikleri takdirde bedellerinin ödenmesi.
-Ramazanın son on gününde itikaf etmek.
-Üzümü ikişer ikişer yemek.
-Yatağın yumuşak olmaması.
-Taze hurmayı kuru hurma ile yemek sünnettir.
-Kuru üzümü yaş üzüm ile, taze cevizi ve bademi kuruları ile yemek sünnettir.
-Acıkınca yemek yemek, diz üzerine veya sağ ayağı dikip sol ayak üzerine oturmak, lokmaları küçük yapmak, kimsenin lokmasına bakmamak, doymadan kalkmak, bitiminde Allah’a hamd etmek yemeğin sünnetlerindendir.
-Alimlerin ve adil hükümdarların elini öpmek sünnettir.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) kamis dedikleri gömleği severdi.
Çok düşünürler ve her rast geldiğine evvela selam verirlerdi. Yüzükleri gümüşten idi.
Cemaatle bir yere giderken daima kendileri geride kalırdı.
Her vakit için abdest alırdı.
Ramazanın sonraki günlerinde ibadet için çok gayret sarfederdi.
Bir şeyi alıp verirken sağ elle yapardı.
Yerin üzerine otururlardı.
Taranacağı vakitte saçını, kaşını, sakalını evvela sağ taraftan başlar sonra sol taraftan tararlardı.
Her işlerinde evvela sağı yaparlar sonra da sol tarafını yaparlardı.
Hacamat olurlardı. (Kan aldırırlardı.) Ekseriyetle bu kan aldırması başlarından yaptırırlardı. Bayram namazlarına giderken yürüyerek giderler, dönerken de başka yoldan dönerlerdi. Elbisesindeki yırtıkları dikerlerdi.
Ayakkabılarını tamir ederlerdi.
Davete icabet ederdi.
Sarığı başlarına sararlardı.
Kurbanlık koyunları kendi elleriyle keserdi.
Yemeği yere kor orada yerdi.(Altına kasnak gibi bir şey koymazdı.)
Eşeğe binerdi.
Çocuklara selam verir, onların başlarını okşardı.
Perşembe günleri sefere çıkmayı severdi.
Suyu üç nefeste içerler evvelinde “Bismillah” derler sonunda “Elhamdülillah” derdi.
Ehli beytinden birisinin yalan söylediğine muttali olursa artık onun yüzüne bakmazdı ta ki o tevbekar olup da “bir daha yapmayacağım” deyinceye kadar.
Sarıklarını mübarek başlarına kendileri dolarlar, uçlarını da arkalarına omuzlarının arasına sarkıtırdı.
Gözlerine sürme çekerdi. Bu sürmeyi gece vakti yatarken çekerdi. Çektikleri vakit de üç defa çekerdi.
Yemek yerken önüne isabet eden yerden yerlerdi.
Namaz kıldıktan sonra üç kere istiğfar ederdi.
Abdest aldıktan sonra bir avuç su alırlar o aldıkları suyu avret yerlerine, ön taraflarına serpiştirirdi.
Abdest alırken yüzüğünü oynatırdı.
Abdest aldıktan sonra iki rekat mutlaka namaz kılardı.
Kendilerini üzen bir şey olduğu vakit, hemen kalkar namaza dururdu.
Dua ederken elin içini yüzüne doğru çevirirdi. Dua bitince ellerini yüzüne sürerdi.
Yatarken misvak yanı başında olurdu. Gece uyandığı zaman ağzını misvaklardı.
Gece namaz kılarken evvela iki rekat hafif namaz kılar diğer kıldıkları namazları (iki rekat hafif kıldıktan sonraki kıldıkları gece namazlarını) uzun tutardı.
Toplantı meclisinden dağılırken yirmi kere istiğfar ederdi.
Seferden döndükleri vakit mescide gider iki rekat namaz kılar sonra evine giderdi.
Gece gündüz daima Kuran okurdu. “Elese zalike bi kadirin ala en yühyiyel mevta?” Sure-i Kıyametin sonundaki bu ayeti okurken “Allah Teala ölüleri diriltmeye kadir değil mi?” deyince o zaman kendisi ona “bela” diye cevap verirdi.
Vettini suresinde “Eleysallahu biahkemil hakimin?” “Ahkemil hakimin değil mi Allah?” ayetini okuyunca “bela” derdi.
Ashabından bir zat Resulu Ekrem’le karşılaştı, ayağa kalktı ise Resulu Ekrem de onunla beraber ayakta dururdu. O gelen ayrılmadıkca Resulu Ekrem ondan ayrılmazdı.
Kim olursa olsun küçük, büyük onun elini bırakmaz ta ki o bırakıncaya kadar.
Ashabından birisiyle karşılaştı mı elini tutar musahafa eder ve sonra da onun için dua ederdi. Adamın ismini unuttuğu zaman, o adama “Ey Allah’ın kulunun oğlu” diye hitab ederdi.
Yürürken sağa sola bakmazdı.
Cuma günleri muhakkak gusül abdesti alırdı.
Susması çok gülmesi az idi.
Gayet az mizah, latife yapardı.
Üzerine giydiği gömlek ayak topuk kemiğinin üstünde idi.
Tarağı, makası, aynası, iğnesi daima yanlarında gezerdi.
Bir cam bardağı vardı suyu ondan içerdi.
Söz getirenlerin sözünü katiyyen dinlemezlerdi. Birinin diğeri için söylediği sözlere de hiç dikkat verip kulak asmazdı.
Dayanarak yemek yemezdi.
Konuştukları vakit muhakkak tebessümle, güler yüzle konuşurdu.
Yatarken, kalkarken misvak kullanırdı.
Sure-i Secde ve Tabareke’yi okumadan uyumazdı.
Bir yere gittikleri vakitte orada iki rekat namaz kılmadan (gittiği evde iki rekat namaz kılardı) ayrılmazdı.
İnsanın bazan kızgın vakitleri olur, meşgul vakitleri olur. O zaman karşısındakinin yüzüne bakmazlarmış ki “benim yüzümden onun içine bir soğukluk gelir” diyerek, onun yüzüne bakmazlarmış.
Müslümanların zaiflerine gider ziyaret ederdi.
Yedi şeyin gömülmesini emretmiştir: Saç, tırnak, kan, kadınların hayız şeyleri, dişler, pıhtılaşmış kan, lohusaların çocuk doğurdukları vakitte atılan zarlar, parçalar.
Hurma ile iftar ederdi o yoksa su ile iftar ederdi.
En çok yedikleri şey arpa ekmeği idi.
İdrarını çömelerek yapardı.
Ayda bir kere umumi temizleme yapardı. Koltuk altları, edep yerlerindeki tüylerin giderilmesini ayda bir kere yapardı.
Pazartesi Perşembe günü oruç tutardı.
Aşure günü oruç tutardı. Yalnız muharremin 10.ncu günü değil 9.cu günü de ilave etmek, yahut 10.ncu ile 11.nci günü beraber tutmayı efdal bulmuşlardı.
Her ayda bazan ilk üçünü bazan son üçünü bazan 13,14,15.nci (kameri ayın) tutmak suretiyle her aydan üç gün oruç tutardı.
Hac ayının önceki dokuz gününü de oruç tutarmış.
İftarı hurma ile yaptıktan sonra yemeğin sonunda yine hurma yerlerdi.
Elmaya bakmak hoşlarına giderdi.
Yeşilliklere, ormanlara, ağaçlara, meyvalara, akarsulara bakmak hoşlarına giderdi.
Dua ederken üç defa söylerdi. Mesela “Ya Rab beni af et, Ya Rab beni af et, Ya Rab beni affet”.
Kollar ve kolların kürek denilen kısımları hoşlarına gider, et alındığı vakitte oralardan alıp yerdi. Soğuk tatlıları sever, şerbetlerin soğuğunu severdi.
Güzel kokuyu sever ve kokulanırdı.
Düşmanla ancak güneş öğleyi geçtikten sonra ikindiye doğru karşılaşmayı severdi.
Kendileri evlerimizdeki kapların kapalı olmasını tavsiye ediyorlar. Yemek kaplarının kapanması hoşuna giderdi.
Üzüm salkımlarının evlerinde bulunmalarından memnun olurdu.
Bakır kaplardan, ibrik gibi şeylerden abdest almak hoşuna giderdi.
Koyunları kendisi sağardı.
Cuma günü, Ramazan bayramı günü, Kurban bayramından önceki arefe günü guslederdi. Taharetlenirken üç kere yıkamayı adet haline getirmişti.
Çirkin isimleri değiştirirdi.
Kendi işlerini kendi yapardı.
Cuma günü Cuma namazına gelmezden evvel, tırnaklarını keser, bıyıklarını kısaltırdı.
Zikrullahı çokca yapardı.
İri iri bağıra bağıra söylenen sözleri sevmezdi. Sesi kısa kısa, kimseyi taciz etmemek suretiyle alçak sesle konuşulmasını severdi.
Sıcak yemeği hoş görmez, soğutun bunu derdi.
Daima cemaat önde yürür kendisi arkada, yahut sağda veya solda yürürdü.
Bazı insanlar lüzumu olmayan sorular sorduğunda bunu sevmezdi.
Mescidde bazı insanlar şiddetli aksırır ondan hoşlanmazdı.
Ayakkabının ne büyük ne de küçük olmasını isterdi, ayakkabının ayağa göre olmasını isterdi. Hayvanda, koyunlarda öd, sidiklik, zeker, hayalar, bez, kanı, böbrekler gibi şeylerin yenilmesini hoş görmezdi.
Başlarına giydikleri şey (takke) beyaz Şam’da yapılmış bir baş giyeceği idi.
Doğan çocuğun kulağına ihlas suresini okurdu.
Miski bedenine ve başına sürer onun güzel koku olduğunu buyururdu.
Yatağı hafif ve ince idi.
Kokulardan amber de sürmüştür.
Namaz kıldıktan sonra üç kere istiğfar ederdi.
Namaz sırasında giydiği elbisenin düğmesi çözüktü.
Sabah namazından sonra güneş çıkıncaya kadar uyumayı yasaklamıştır.
Bir hastayı ziyaret ettiği zaman başucunda otururdu.
Kendi eşyalarını bizzat kendileri taşırlardı.
Müezzin Hayyeale’ssalah dediği vakit “La havle vela kuvvete illa billah” derdi.
Tufanda bir meyva getirildiği zaman “Allah’ım! Şu şehrimizede bize bereket ver. Ölçeğimizde ve ölçümüzde bereket üstüne bereket ver” der sonra o meyvayı yanında bulunan çocukların en küçüğüne verirdi.
Daima en yumuşak ve tatlı yolla ikaz ederler ve irşadda bulunurdu.
İnsanlara karşı olduğu gibi hayvanlara karşı da merhametliydi.
Başının sağ kısmını göstererek berbere saçlarını kesmesini söylerdi.
Dünya zevklerinden uzak olarak her şeyin azı ve basiti ile yetinirdi.
Sabah namazını kılınca orada güneş iyice doğup, aydınlanıncaya kadar bağdaş kurup otururdu. Hapşırdığı zaman elini veya elbisesinin ucunu ağzına götürerek sesini kısar veyahut ağzını yumardı.
Sefer esnasında gece konakladığı vakit sağ tarafına yaslanır. Eğer sabaha az bir zaman kala konaklarsa dirseğini dikip başı avucunda olduğu halde yaslanırdı.
Geceleyin yataklarına girdikleri zaman sağ elini yanağının altına koyar sonra şöyle buyururdu: “Allah’ım! Mübarek ismin bereketiyle yaşarım ve yine ismin bereketiyle öleceğim.” Uykudan uyandıkları zaman da “Ölüme benzer uyku ile bizi öldürdükten sonra yine hayata kavuşturan Allah’a hamdü senalar olsun, haşir onadır.” derdi.
Vitir namazının birinci rekatında “Sebbihisme Rabbikel ala”, ikinci rekatında Kafirun, üçüncü rekatında ihlas suresini okurdu.
Yatmadan önce oturarak iki rekat namaz kılar ve sonra yatardı. Birinci rekatta “İza Zülzile” ikinci rekatta “Elhakümü” veya Kafirun suresini okurdu.
Günde yetmiş kere Allah’a tevbe ve istiğfar ederdi.
Bazan dizleri üzerine çökerek, bazan iki ayakları üzerine ve bazan da sağ ayağını bükerek (sağ ayağını diker) sol ayağı üzerine otururdu.
Hiçbir yemeği beğenmezlik etmezdi.
Ramazan bayramında bayram namazına gitmeden önce birkaç hurma yerdi. (Bu hurmaların sayısı tek olurdu.)
Kurban bayramında namazdan dönünceye kadar bir şey yememiş ancak kestiği kurban etinden yemişti.
Yemek yerken birşeye dayanarak yemek yemez ve sofradan doymadan kalkardı.
En çok okuduğu dua: “Allahümme Rabbena atina fiddünya haseneten ve fil ahireti haseneten ve kına azabennar” idi.
Özür dileyenlerin mazeretini kabul ederdi.
Kadınlarla et doğrardı. Şakalaşır fakat şakasında da doğruyu söylerdi.
Kendisine müracaat eden herkesin işine koşardı.
Bir vakit yatacağı yeri ayıplamamıştır.
Sokaklarda fazla dolaşmazdı.
Besmele ile oturur ve besmele ile kalkardı.
Herkese ayrı ayrı hal ve hatırını sorardı.
Fazla ve lüzumsuz konuşmazdı.
Her gece yatağına girdiği vakit avuçlarını toplar onlara üfürür ve İhlas, Felak ile Nas’ı okur sonra elleri ile başından ve yüzünden başlayarak yetişebildiği aşağı kısmına doğru vücudunu meshederdi. Bunu üç defa yapardı.
Süt içer ve ağzını çalkalardı.
Hurmayı salatalıkla yerdi.
Karpuzla birlikte hurma yerdi.
Kavunu taze hurma ile yerdi.
Hurma ile tereyağını severdi.
Balı severdi.
Abdest bozmak istediği zaman oturmadan önce elbisesini kaldırmazdı.
Vitir namazını bitirip selam verdiği vakit üç defa ve üçüncüsünde sesini yükselterek “Sübhanel melikil kuddus” derdi.
Cuma günü sabah namazında Secde suresini okurdu.
Kendisine sevinç verici bir haber veyahud bir müjde gelince Allah’a şükretmek üzere secdeye kapanırdı.
Çarşıya, pazara çıkar çoluk çocuğunun ihtiyaçlarını satın alırdı.
Kendisine verilen hediyeyi orada bulunanlarla paylaşır ve “hediye müşterektir” buyururdu.
Evine girdiği zaman işe dişini misvaklamakla başlardı.
Vaaz ve nasihatten sahabelerine bıkkınlık gelmesin diye hallerine bakıp ona göre gün ve saati kollardı.
Kur’an’ı Kerim’i hatim ederken Nas suresini okuyunca Fatiha’dan başlar ve Bakara suresinin başından “Ve ulaike hümülmüflihun” ayetine kadar okuduktan sonra hatim yapar kalkardı.
Ekmeği sağ eline karpuzu da sol eline alır bir ekmekten bir karpuzdan yerdi.
Başkalarıyla yemek yediği zaman sofradan en son kalkardı.
Müminin artığını yemesini severdi.
Kabak tatlısı ve mercimek çorbasını çok severdi.
Eline biraz arpa ekmeği alıp üzerine hurma koyup ekmek ile beraber hurmayı yerdi.
Tatlı ve güzel kokulu hediyeler geldiğinde geri çevirmezdi.
Tatlının tadına bakar ve güzel kokulu çiçek veya gülü koklardı.
Hurmanın çekirdeğini şehadet parmağı ile orta parmağı arasına alıp atardı.
İçecekler içinde en çok sevdiği soğuk şerbet idi.
Sol eline üzüm salkımını alır sağ eliyle üzümü yerdi.
Patlıcan yer ve faydalarını anlatırdı.
Turp yerken sünnet olan kişinin ilk ısırmasında Resulullah (S.A.V.)’i hatırlamasıdır.
Yumurta yerdi ve severdi.
Soğuk ve tatlı suyu severdi.
Mesti siyahdı.
Saçlarını gün aşırı tarardı.
Saçlarını taramak için açarken Elem neşrahleke suresini okurdu.
Abdestsiz durmazdı.
Helvayı severdi.
Sebze yemeklerini severdi.
Kabak yemeğini severdi.
Hiç kimse ile çekişmezdi.
Bakmak istediği zaman bakacağı tarafa tamamiyle dönerek bakardı.
Meclisinde bulunanlar bir şeye gülerse o da onlara uyarak gülerdi.
Hiç bağırıp çağırmaz, kötü söz söylemezdi.
Hiç kimseyi ayıplamazdı.
Etrafına gelişi güzel bakmazdı.
Lüzumsuz yere konuşmazdı.
Dünya için, dünya işleri için kızmazdı.
Bir şeye işaret edeceği vakit parmağı ile değil bütün eli ile işaret ederdi.
Ev süpürürdü.
Salatalığı taze hurma ve tuz ile yerdi.
Meyvelerden en çok sevdiği yaş hurma, üzüm, kavun ve karpuz idi.
Eti ısırarak yerdi.
Semizotu severdi.
Parmaklarını temizlemeden elini mendil ile silmezdi.
İçtiği kaba nefes vermez, bardağı ağzından uzaklaştırdıktan sonra nefesini alırdı.
Cübbe giyerdi.
Canı fazla sıkıldığı zaman sık sık sakalını avuçlardı.
Hoşa gitmeyen bir şeyi yüze vurmazdı.
Çok cömert idi. Hele Ramazan ayında esen rüzgar gibi eline geçen her şeyi dağıtırdı.
Kabile ve akrabasına çok ikramda bulunurdu.
Kendisinden istenilen herşeyi verirdi.
Cenazelere katılırdı.
Elbisesini yamardı.
Kim olursa olsun kendisini çağırana “buyurun” diye cevap verirdi.
Adımlarını ağır ve çekinerek atar, yürürken sallanmaz ve adımlarını fazla açmazdı.
Açlık ve susuzlukla nefisle mücadele edilmesini söylerdi.
Tok karnına uyunmamasını ve faydasız işleri terketmemizi söylerdi.
Sol eliyle sümkürürlerdi.
Toprağın üstüne oturur altına kilim gibi şeyler sermezdi.
İnekten olan yağı severdi.
Post üzerinde namaz kılmayı severdi.
En çok sevdiği renk yeşil idi.
En çok nefret ettiği huy yalandı.
En çok lezzet aldığı et koyunun ön kolları idi.
İçecekler arasında en çok sevdiği şey: süt, bal şerbeti idi.
Yattığı vakit Kafirun suresini okurdu.
Yeni elbise diktirdiği zaman onu Cuma günü giyerdi.
Oturacağı zaman elleri ile elbisesini toplardı.
Helaya gireceği zaman pabuçlarını giyer, başını örterdi.
Duada (bir şeyi) istediği zaman, avuçlarınının içini kendine doğru çevirirdi; bir şeyden sığındığı vakitte avuç dışlarını kendine doğru çevirirdi.
Bir yudum su ile dahi olsa iftar etmeden akşam namazını kılmazdı.
Yürürken ardına bakmazdı.
Kendisinden kötü söz duyacağı kimseye yaklaşmazdı.
İnsana ait olan kan, diş, saç, tırnak gömülmesini emrederdi.
Ani ölümden (Allah’a) sığınırdı, ölmeden önce hastalanmasını isterdi.
Balı severdi. Yeşilliğe ve akan suya bakmaktan hoşlanırdı.
Tesbihi parmaklarını sayarak yapardı.
Kına kokusunu sevmezdi.
Yemeğin buharı gitmeden yenmesini hoş karşılamazdı.
Müezzin ezan okuduğunu duydumu müezzin sustuğu vakit onun söylediğini söylerdi.
Aynayı, sürmeyi, tarağı, misvakı, gülyağı şişesini bıraktığı olmazdı, yanında taşırdı.
Buyurdu ki: Vermürselati suresini okuyan “Fe bieyyi hadisin badehü yü’minun”a gelip erişince “Amenna billahi=Biz Allah’a iman ettik” deyin.


Yorum (0)add feed
Yorum yazın

Kayıtlı üye değilsiniz. yorum yapmak için üye olmalısınız.Yorum sorumluluğu size ait olacaktır.


busy