Mehmet Özcan

Giri? Formu






Kayıp Parola?
Hesabınız yok mu? Kayıt Ol

Ziyaretçi Sayacı

 
Bugün119
Dün124
Bu Hafta576
Bu Ay2020
Toplam766789
Anasayfa arrow İktibas - Yorum
İktibas - Yorum
İ'tikaf nedir, Nasıl yapılır?
İ’TİKAF NEDİR ?

İ’tikaf: Ramazan ayının son 10 gününde Allahın evi olan camilerde dünyevi işleri terk edip ibadet ve niyazla camide Allah’ın misafiri olmaktır.


Peygamberimiz 1 yıl hariç her yıl yaptı, O yıl da şevvalde yaptı.
Vefat ettiği yıl 20 gün i'tikafa girdi.

İ'tikaf sünnet-i müekkededir.
Kuran'da 3 yerde geçmektedir. Bakara 125. Ve 186. Ayetler ile hacc 25. Ayette.
İ'tikaf diğer Peygamberlerin de sünneti idi.
Bir vakit namazlık i'tikaf olabileceği gibi bir gün, 3-5 gün bir hafta olabilir.
Müekked sünnet olanı Ramazan da son 10 günde yapılandır.
Masiva'yı terk olduğu için buram buram ihlas kokan bir ameldir.
Fazilet bakımından Kabe'de, Mescid-i Nebevide, Mescid-i Aksa'da sonrada Şan da emevi Camisi'nde sonra Bursa ulu Camii'de .
Kadir gecesini bulduran en kısa en garanti amel i'tikaftır.


İ'TİKAFTA NELER YAPILIR
  • Oruçlu olunur.
  • Az yenilip içilir . Az uyunur.
  • Kalan vakitte Kur'an okunur, nafile ve kaza kılınır.
  • Bol bol tevbe istiğfar, evrad-ü ezkar, zikir, fikir ve şükürle meşgul olunur.
  • Tuvalet ve banyo gibi zaruret halinde İtikaf mahallinden çıkılabilir.
  • Dünya kelamı ve işleri, (malaniyat) terk edilir.
(
Ramazanda on gün itikâf eden, iki defa [nafile] hacc ve umre yapmış gibi sevab kazanır.)[Beyhaki] Ravi Ali bin Hüseyin.

İtikâf; oruç, namaz gibi adak olunur. (Hastam iyi olursa, Allah rızası için, şu kadar gün itikâfa gireceğim) demek adak olur. (S. Ebediyye) İtikaf Adanınca vacip olur.

Kadınlar camide itikâf yapmaz. Evdeyse şarta bağlıdır. Eğer mescid olarak kullandığı bir oda varsa, o odada itikâfa girebilir. Yemek yapmak, temizlik gibi ev işlerinin hiçbiri yapılmaz. Sadece ibadetle uğraşılır. Abdest gibi zaruri işleri yapmanın mahzuru olmaz.

Ramazan ayı denilince akla gelen ibadetlerden biri de itikaftır. İtikaf sözlükte bir şeye devam etmek, insanın kendisini bir yerde alıkoyması, bir yere kapanıp ibadetle meşgul olması anlamınadır. Dinimizdeki anlamı ise bir mescitte Allah’ın rızasını kazanmak için belli âdâb içerisinde bir müddet kalmaktır. İtikafa girene "mu’tekif” veya "âkif” denir.

İtikaf meşru bir ibadettir. Meşruiyeti kitap ve sünnetle sabittir. Kur’ân-ı Kerim’de: "Mescidlerde itikafa çekildiğiniz zaman kadınlarınıza yaklaşmayın.”[1] buyrulur.

Peygamber efendimiz Medine’de hicretin ikinci yılında ramazan orucunun farz kılınmasından itibaren ömrünün sonuna kadar her ramazan ayının son on gününde itikafa girmiştir. Nitekim Hz. Aişe validemiz Peygamber Efendimizin itikafa girmesiyle ilgili şöyle demiştir: "Hz. Peygamber vefat edinceye kadar itikafa girer ve derdi ki: "Kadir gecesini ramazanın son on gününde arayın.” Hz. Peygamberden sonra zevceleri de itikafa girdi.[2]

Peygamber Efendimize Medine hayatı boyunca on sene müddetle hizmet etme şerefine nail olan ve Peygamber efendimizden en çok hadis rivayet edenlerden biri olan Enes b. Mâlik ile ashabın en güzel Kur’an okuyanlarından biri olan Übey b. Ka’b ise Peygamber Efendimizin itikafları ile ilgili şöyle demişlerdir: "Resûlullah (s.a.s.) ramazanın son on gününde itikafa girerdi. Fakat bir sene (seferde olduğu için) itikafa giremedi. Ertesi sene 20 gün itikafa girdi.”[3]

İtikaf sadece Ümmet-i Muhammed’in hususiyetlerinden değildir. Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de: "İbrahim ve İsmail’e: Tavaf edenler, itikafa girenler rükû ve secde edenler için evimi (Kabe’yi) temizleyin, diye emretmiştir.”[4] buyurur. Bu âyet-i kerime ile, Hz. Zekeriyya ve Meryem kıssaları hakkındaki âyet-i kerimelerden[5] itikaf ibadetinin önceki peygamberlerin dinlerinde de olduğunu öğreniyoruz.

Amellerin En Faziletlisi

Tâbiînin büyük alimlerinden İbn Şihâb ez-Zührî’nin (Ö.124/742) ifade ettiğine göre itikaf amellerin en şereflisidir. Çünkü itikafa giren kimse geçici bir zaman için de olsa dünya meşgalelerinden uzaklaşır, kendini tamamen Allah’a verir, Oruçlu olur. Mescidde namazı beklemekte olduğu için daima namaz kılıyormuş gibi sevap alır. Vaktini ibadet ve taatla, Allah’ı zikrederek, Kur’an-ı Kerim okuyarak ve benzeri faydalı şeylerle geçirir. Lüzumsuz, dünya ve ahireti için faydasız şeylerden uzak durur.

İtikâf, Kur'an ve sünnetle sabittir. Kur'an'da Ramazan ayının gecelerinden söz edilirken; "... Camilerde itikâfta iken de hanımlarınıza yaklaşmayın..." (el-Bakara, 2/ 187) buyurulur. Başka bir ayette itikâf ibadetinin daha önceki ümmetlerde de yapıldığına işaret edilir (bk. el-Bakara, 2/125). Hz. Peygamber'in özellikle Ramazan içinde ve Ramazanın son on gününde itikâf yaptığını bildiren çeşitli hadis-i şerifler vardır. Hz. Âîşe'nin şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah (s.a.s) Ramazan'ın son on gününde itikâf yaparlardı. Bu durum vefat zamanına kadar bu şekilde devam etmiştir. Daha sonra Hz. Peygamber'in zevceleri itikâfı sürdürmüşlerdir" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 67, 129; bk. Buhârî, İ'tikâf, 1-18; Ezân, 12, 135; Hayz 10; Müslim, İ'tikâf, 1-6; Ebû Dâvud, Ramazân, 3; Savm, 77).

Ebu Hanife'ye göre içinde beş vakit namaz kılman her mescidde itikâfta bulunmak caizdir. Ebu Hanife ve İmam Mâlik'e göre itikâfın nâfile olarak en azı bir gündür. Ebû Yusuf en az süreyi, bir günün yarıdan çoğu olarak belirlerken İmam Muhammed itikâf için bir saati de yeterli bulur.

Mesciddeki itikâf erkeklere mahsustur. Kadınlar evde mescit edindikleri bir yerde itikâfta bulunabilir (ez-Zebîdî, Tecrîd-i"Sarîh, Terc. Kamil Miras, Ankara 1984, VI, 323-326).

İtikaf üçe ayrılır:

a. Vacip olan itikâf: Adak olan itikâf vaciptir. Bu, en az bir gün olur ve gündüz oruçla geçirilir. Hz. Ömer, Resulullah (s.a.s)'den, "Cahiliyye devrinde Mescid-i Haram'da bir gece itikâfta bulunmayı adamıştım; ne yapayım" diye sormuş Resulullah (s.a.s); "Adağını yerine getir" buyurmuştur (Buhârı, i'tikâf, 16; Ahmed b. Hanbel, ll, 10).

b- Sünnet olan itikâf: Ramazan'ın son on gününde itikâfa girmek sünnettir. Hz. Âîşe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s) orucun farz kılınmasından ömrünün sonuna kadar Ramazan aylarının son on gününde itikâfa girmiştir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 67, 129). Bir yerleşim merkezinde bulunan müslümanlardan birisi bu sünneti yerine getirirse, diğerleri üzerinden bu görev düşer. Bu duruma göre, her yerleşim birimi için itikâf sünnet-i kifâye hükmündedir. Bir kişinin bunu yapması o beldedeki diğer müslümanları sorumluluktan kurtardığı gibi Cenâb-ı Hakk'ın, itikâf yapanın ecrini diğer belde müslümanlarına da vereceği umulur.

c- Müstehab (mendub) olan itikâf: Vacip ve sünnet olan itikâfların dışında itikâfa girmek müstehabdır. Bunun belirli bir vakti yoktur. Hatta mescide giren kimse çıkıncaya kadar itikâfa niyet ederse orada kaldığı sürece itikâfta sayılır. Bu itikâfda oruç şart değildir. Bazı müctehidlerin, itikâf süresinin bir saat bile olabileceği görüsünde bulunduklarını yukarıda zikretmiştik.

İtikâfın Şartları

1- Niyet; Niyetsiz itikâf olmaz. Nezredilen itikâfda niyetin ayrıca dil ile ifade edilmesi gerekir.

2- Mescid: Erkeğin, itikafı cemaatle beş vakit namaz kılman mescidde olmalıdır. İtikâfın en faziletlisi Mescid-i Haram'da, sonra Mescid-i Nebevî'de ve sonra da Mescid-i Aksa'da olandır. Diğer mescidlerdeki fazilet cemaatin çokluğuna göre değişir.

3- Oruç: Daha önce de belirttiğimiz gibi vacip olan itikâf için oruç şarttır. Sünnet itikâf Ramazan ayında olduğu için zaten oruçlu bulunma şart vardır.

4- Temizlik: Kadınların hayız ve nifastan temiz olmaları gerekir. Cünüplük oruca mani olmadığı gibi, itikafı da bozmaz. itikâfa giren cami içinde iken ihtilâm olursa, dışarı çıkarak gusül abdesti alır ve yeniden itikâfa devam eder.

İtikâfta erginlik çağına gelmiş olmak şart değildir. Bu nedenle mümeyyiz bir çocuğun itikâfı da geçerlidir.

Kadının itikâfa girebilmesi için kocasının iznini alması şarttır.

İtikâf sırasında kötü ve çirkin söz söylememek, Ramazanın son on gününü ve cemaatı kalabalık olan mescidi tercih etmek, itikâf günlerinde Kur'an, hadis, Allah'ı zikir ve ibadetle meşgul olmak ve temiz elbise giyip güzel kokular sürünmek itikâfın adabındandır.

İ'tikâfı bozan şeyler

a- Cinsi ilişkide bulunmak. Kur'an-ı Kerimde; "Mescidlerde itikafa çekildiğinizde kadınlarınıza yaklaşmayın " (el-Bakara, 2/187) buyurulur. Öpmek ve kucaklamak gibi şeylerden dolayı inzal vaki olursa yine itikâf bozulur.

b- Herhangi bir ihtiyaç yokken mescidden dışarı çıkmak.

c- Bayılmak.

İtikâfa giren kimse mescidden ancak şer'î, zaruri ve tabiî ihtiyaçları için çıkabilir.

İtikâfa giren kimsenin bulunduğu mescidde cuma namazı kılınmıyorsa, cuma namazını kılmak üzere başka bir mescide gitmesi, küçük ve büyük abdest bozmak için mescidden dışarı çıkması tabiî bir ihtiyaçtır.

İçerisinde bulunduğu mescidden zorla çıkarılması ya da şahsı ve eşyası hakkında korkusu sebebiyle başka bir mescide taşınmak için çıkması ise zarûrî ihtiyaç sebebiyle çıkıştır.

Bunların dışında mescidden çıkmak itikâfı bozar. İtikâfda olan kimsenin yemesi, içmesi, uyuması ve ihtiyacı olan şeyleri satın alması mescidde olur (bk. İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr, İstanbul 1984, II, 440 vd.; ez-Zebîdî, a.g.e., VI, 323 vd.; Mehmed Zihnî, Ni'met-i İslâm, İstanbul 1328, s. 98 vd.)

Sahabe-i kiramın alimlerinde Abdullah İbn Abbası’ın talebesi ve İmam Azam’ın hocalarından olan Atâ b. Ebî Rebah der ki: "İtikafa giren, büyük bir kimsenin kapısına bir ihtiyaç için defalarca gelip duran kimse gibidir. İtikafa giren kimse (lisan-ı haliyle Rabbim) beni bağışlayıncaya kadar buradan ayrılmayacağım.” der.[6]

İtikafa erkekler, içerisinde cemaatle beş vakit namaz kılınan camide girerler. Kadınlar ise evlerinin bir köşesinde, namaz kıldıkları odalarında girerler.

İtikafın Zamanı

Vacip ve müstehap olan itikaflar için muayyen bir zaman yoktur. Vacip olan itikafı adağı yerine gelince yapar. Müstehap olan itikafı ise istediği zaman yapar. Sünnet olan itikafın ise ramazanın yirmisinde başlayıp sonuna kadar devam ettiği için zamanı muayyendir, belirlidir.

Ayrıca vacip olan itikaf bir günden az olamaz. Müstehap olan itikaf her vakitte olabildiği gibi, istediği kadar da yapabilir.

Rüknü, Hükmü, Adabı


İtikafın ruknü: Belirli bir mescidde beklemektir.

İtikafın hükmü: Sevap elde etmektir.

İtikafın âdâbı: İtikafda hayır söylemek, sünnet olan itikafa geciktirmeden ramazan(‘ın son on gününde girmek, itikafa girmek için mescidin en faziletlisini veya en çok cemaat olanını seçmek, Allah’ı zikretmeye, Kur’an-ı Kerim tilavetine, hadis ve siyer gibi faydalı şeyler okumaya devam etmek.

İtikafa giren kimse bulunduğu mescidden ancak şer’î, tabiî ve zarurî bir ihtiyacı için dışarı çıkabilir. Böyle bir ihtiyacı olmadan mescidden çıkarsa itikafı bozulur.

Bulunduğu mescidde cuma kılınmıyorsa cuma namazını kılmak için başka bir mescide gitmesi şer’î bir ihtiyaçtır.

Tuvaleti için dışarı çıkması tabî bir ihtiyaçtır.

Bulunduğu mescidden zorla çıkarılması, ya da kendi ve eşyasından korkması sebebiyle başka bir mescide gitmesi de zarûrî bir ihtiyaçtır.[9]

Asr-ı Saadetten Bir Hatıra


Peygamber Efendimizin itikafı ile ilgili Hz. Safiyye validemizin naklettiği asr-ı saadetten bir hatırayı kaydetmek istiyoruz. Hz. Safiyye validemiz şöyle anlatıyor:

"Hz. Peygamber mescidde itikafta iken bir gece ziyaret maksadıyla yanına gittim. Bir müddet kendisiyle konuştuk. Sonra geri dönmek üzere kalktım. O da beni evime getirmek için benimle beraber kalktı. Hz. Safiyye’nin evi Üsema b. Zeyd’in arsasında idi. Ensardan iki kişi oradan geçiyordu. Resûlullah (s.a.s.)’i görünce sür’atlendiler. Resûlullah (s.a.s.):

"Yavaş olunuz, yanımdaki eşim Huyey’in kızı Safiyye’dir.” dedi. Onlar:

"Sübhânellâh! Yâ Resûlellah, bu da ne demek. (Biz sizden şüphe mi ediyoruz)” dediler. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.):

"Şüphesiz şeytan insanın damarlarında kanın dolaştığı gibi dolaşır. Ben onun, sizin kalbinize bir kötülük atmasından korkarım.” buyurmuştur.[10]

Alimler bu hadis-i şeriften itikafla ilgili bazı hükümler çıkarmışlardır. Şöyle ki:

Mescidde itikafa girmiş olanı gece ve gündüz eşinin ve diğerlerinin ziyaret etmesi caizdir.

İtikafta olanın ziyaretçilerle konuşması, onları uğurlaması gibi mübah olan işlerle uğraşması caizdir.

İnsanları sû-i zanna götürecek durumlardan kaçınılmalıdır.

Kaynaklar:

[1] Bakara, 187.
[2] Müslim, İtikaf, 5.
[3] Ebû Dâvûd, Savm, 77; Tirmizî, Savm, 79.
[4] Bakara, 125.
[5] Bk. Al-i İmran, 35 ve devamı
[6] Nûru’l-İzâh, s. 143.
[7] Mâide, 1.
[8] Buhârî İman, 28, 31.
[9] İtikafla ilgili fıkhî bilgiler Mehmed Zihni Efendi’nin Nimet-i İslam, (İst. 1329, kısım, 2, s. 98- (10) isimli eserinden özetlenerek alınmıştır.
[10] Ebû Dâvûd, Sıyam, 79.

 
<< Başa Dön < Önceki 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Sonraki > Sona Git >>

Sonuçlar 9 - 9 Toplam: 69